27 Temmuz 2014 Pazar
Bikinisi ha düştü ha düşecek.
İpleri gevşek bağlayınca...
Sarışın güzel Kimberley Garner, iplerini gevşek bağlayınca bikinisinin altına sahip çıkmakta zorlandı.
26 Temmuz 2014 Cumartesi
"Satılmış isem paralar niye sende."
Cumhurbaşkanı adayı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde kendisine yönelik 'satılmış' suçlamalarına "Ona şunu sormak istiyorum; satılmış olan bensem paralar niye sende?” diye
Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde kendisine yönelik 'satılmış' suçlamalarına "Ona şunu sormak istiyorum; satılmış olan bensem paralar niye sende?” diye sordu.
Demirtaş, İzmir Tarihi Havagazı’nda düzenlenen iftar programına katıldı. İlk defa halkın cumhurbaşkanı seçme fırsatı yakaladığını ifade eden Demirtaş, ancak adaylar arasındaki yarışın demokratik ve adil olmadığını söyledi. Bunu sürekli dile getirdiğini ifade eden Demirtaş, “Zaten çok fazla aday da yok. Üç adayız ama AKP’nin adayının imkanları, devletin olanakları, devletin elindeki neredeyse bütün valisinden kaymakamından THY’sinden TRT’sine, RTÜK’ten YSK’ya kadar bütün kurumları şu anda seçim çalışması yürütüyor.
AKP’nin adayının başarısına, tanıtımına yoğunlaşmış durumdalar. 12 yıldır bu ülkede başbakanlık yapıyor kendisi. 12 yıldır kendini bu halka tanıtamadıysan, anlatamadıysan 30 günde nasıl tanıtacaksın? Zaten bu halk senin 12 yıldır ne olduğunu iyi anladı merak etme. O yüzden panik yapmana gerek yok. Herkes seni tanıyor. Ne olduğunu ne yapacağını iyi biliyor. Senin tanıtılmaya ihtiyacın yok. Sen asıl televizyonu kullanacaksan hesap vermek için kullan. Sen asıl medyayı kullanacaksan, TRT’yi emrine hizmetine sokacaksan halktan özür dilemek için kullan. Bu yaptığın yanlışları düzeltmek için bir fırsattır.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyasını devletin imkanlarıyla yürüttüğünü dile getiren Demirtaş, şunları kaydetti: “Yasalar karşısında üçümüz de aynı haklar sahip olacağız. Ama sen devletin özel uçaklarıyla, devletin helikopterleriyle hazineden sana verilen paralarla TRT’yi de emrine alarak valilerle kaymaklarla birlikte zorunlu bağış kampanyaları düzenleyerek bir çalışma yürütüyorsan bu her şeyden önce senin demokrasi anlayışını gösterir. Demek ki senin eşitlik ve adalete dair en küçük bir inancın yok. Demokrasiye en küçük bir inancın yok. Ayrıca korktuğunu paniklediğini gösterir. Korkmuyorsan buyur eşit şartlarda bir seçim yarışını götürelim.
Halk kimi seçerse hepimiz saygı duyalım. Buyurun TV’de aynı anda canlı yayında konuşalım. Gazeteciler bize soru sorsun halk bizi iyi tanısın. Biz şimdi koskoca halk başkanını seçiyoruz. Ama adaylardan birinin ne kadar parası var bilmiyoruz. Servetini bilmiyoruz. Açıklamıyor. Eşinin çocuğunun damadının yeğenin dayısının üstünde kendisine ait gayrimenkul ne var bilmiyoruz. Halktan saklıyor. Kampanyada kendisine ne kadar bağış yapılmış açıkla diyoruz. Açıklamıyor. Şeffaflık adına halka saygı adına hiçbir şey yok. Kullandığı dil hakaret ve tehdit dili. Kendisi dışında herkese öfkesi var. Her gün hakaret her gün tehdit peki nasıl halkın başkanı olacak.”
‘BEN SATILMIŞSAN PARALAR NİYE SENDE’
Demirtaş, Erdoğan’ın, Diyarbakır mitinginde kendisine yönelik ‘satılmış’ suçlamasına da cevap verdi: “Bugün AKP’nin adayı Diyarbakır’da bana ‘satılmış’ diyor. Halk neyin ne olduğunu biliyor seçimde cevabını verir inşallah. Ama ona şunu sormak istiyorum; satılmış olan bensem paralar niye sende?” CİHAN
Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde kendisine yönelik 'satılmış' suçlamalarına "Ona şunu sormak istiyorum; satılmış olan bensem paralar niye sende?” diye sordu.
Demirtaş, İzmir Tarihi Havagazı’nda düzenlenen iftar programına katıldı. İlk defa halkın cumhurbaşkanı seçme fırsatı yakaladığını ifade eden Demirtaş, ancak adaylar arasındaki yarışın demokratik ve adil olmadığını söyledi. Bunu sürekli dile getirdiğini ifade eden Demirtaş, “Zaten çok fazla aday da yok. Üç adayız ama AKP’nin adayının imkanları, devletin olanakları, devletin elindeki neredeyse bütün valisinden kaymakamından THY’sinden TRT’sine, RTÜK’ten YSK’ya kadar bütün kurumları şu anda seçim çalışması yürütüyor.
AKP’nin adayının başarısına, tanıtımına yoğunlaşmış durumdalar. 12 yıldır bu ülkede başbakanlık yapıyor kendisi. 12 yıldır kendini bu halka tanıtamadıysan, anlatamadıysan 30 günde nasıl tanıtacaksın? Zaten bu halk senin 12 yıldır ne olduğunu iyi anladı merak etme. O yüzden panik yapmana gerek yok. Herkes seni tanıyor. Ne olduğunu ne yapacağını iyi biliyor. Senin tanıtılmaya ihtiyacın yok. Sen asıl televizyonu kullanacaksan hesap vermek için kullan. Sen asıl medyayı kullanacaksan, TRT’yi emrine hizmetine sokacaksan halktan özür dilemek için kullan. Bu yaptığın yanlışları düzeltmek için bir fırsattır.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyasını devletin imkanlarıyla yürüttüğünü dile getiren Demirtaş, şunları kaydetti: “Yasalar karşısında üçümüz de aynı haklar sahip olacağız. Ama sen devletin özel uçaklarıyla, devletin helikopterleriyle hazineden sana verilen paralarla TRT’yi de emrine alarak valilerle kaymaklarla birlikte zorunlu bağış kampanyaları düzenleyerek bir çalışma yürütüyorsan bu her şeyden önce senin demokrasi anlayışını gösterir. Demek ki senin eşitlik ve adalete dair en küçük bir inancın yok. Demokrasiye en küçük bir inancın yok. Ayrıca korktuğunu paniklediğini gösterir. Korkmuyorsan buyur eşit şartlarda bir seçim yarışını götürelim.
Halk kimi seçerse hepimiz saygı duyalım. Buyurun TV’de aynı anda canlı yayında konuşalım. Gazeteciler bize soru sorsun halk bizi iyi tanısın. Biz şimdi koskoca halk başkanını seçiyoruz. Ama adaylardan birinin ne kadar parası var bilmiyoruz. Servetini bilmiyoruz. Açıklamıyor. Eşinin çocuğunun damadının yeğenin dayısının üstünde kendisine ait gayrimenkul ne var bilmiyoruz. Halktan saklıyor. Kampanyada kendisine ne kadar bağış yapılmış açıkla diyoruz. Açıklamıyor. Şeffaflık adına halka saygı adına hiçbir şey yok. Kullandığı dil hakaret ve tehdit dili. Kendisi dışında herkese öfkesi var. Her gün hakaret her gün tehdit peki nasıl halkın başkanı olacak.”
‘BEN SATILMIŞSAN PARALAR NİYE SENDE’
Demirtaş, Erdoğan’ın, Diyarbakır mitinginde kendisine yönelik ‘satılmış’ suçlamasına da cevap verdi: “Bugün AKP’nin adayı Diyarbakır’da bana ‘satılmış’ diyor. Halk neyin ne olduğunu biliyor seçimde cevabını verir inşallah. Ama ona şunu sormak istiyorum; satılmış olan bensem paralar niye sende?” CİHAN
Olcan Adın hedefi Şampiyonlar ligi kupası!
Galatasaray'ın transfer döneminde bu yıl renklerine kattığı Olcan Adın, sarı kırmızılı formayı giyeceği için çok heyecanlı olduğunu söyledi. Olcan Adın, "Abilerimiz UEFA Kupası'nı kazandı, umarım biz de Şampiyonlar Ligi'ni kazanırız."
Galatasaray'ın transfer döneminde bu yıl renklerine kattığı Olcan Adın, sarı kırmızılı formayı giyeceği için çok heyecanlı olduğunu söyledi. Olcan Adın, "Abilerimiz UEFA Kupası'nı kazandı, umarım biz de Şampiyonlar Ligi'ni kazanırız." dedi.
Sarı-kırmızılı kulübün yeni ismi Olcan Adın, kulüp televizyonuna yaptığı açıklamada futbola başlamasında ailesinin etkisinin çok büyük olduğunu söyledi. Ailesinin futbolcu olmasını kendinden daha fazla istediklerini belirten Adın, "Sekiz yaşımda Balıkesirspor’un altyapısında başladım futbola. Başta arkadaşlarla kendi aramızda oynuyorduk. Ondan sonra gelişen süreçten Balıkesirspor’un altyapısında denemelere girdim.
Altyapıdan başladıktan sonra belirli seviyelerde oynadım ama profesyonel olamadım. O zamandan bugüne kadar çok yol kat ettik." şeklinde konuştu.
Futbolcu olmayı her şeyden fazla istediğini de belirten Olcan Adın, "Açıkçası başarılı bir öğrenci değildim. Benim ve ailemin hayatı tamamen futboldu. Futbolla doğdum, futbolla büyüdüm. Futbolcu olmayı çok istiyordum ve Allah da bana bugünleri nasip etti." diyerek, şöyle konuştu:
"Bizim aile bağlarımız çok kuvvetli. Amcam, babam, abimler… Hep futbolun içindeyiz. 16 yaşında Kartalspor’a transfer olana kadar, hiç ailemden ayrı kalmamıştım. Ailem bana inanılmaz yardımcı olmuştu. Zor günler yaşadım ama bugünlere gelmem de onların çok büyük desteği var. Ailemin bendeki yeri çok ayrı.
En büyük hayallerimden biri Galatasaray’da oynamaktı ve bunu başardığım için her anne – baba gibi ailem de benimle büyük gurur duydu. Galatasaray’a gelerek hem ailemin hayalini hem de kendi hayallerimi gerçekleştirdim."
'COUCERİO VE TOLUNAY KAFKAS’IN BENDE İNANILMAZ KATKILARI OLDU'
Türkiye'de adının duyulmasında etkili olduğuna inandığı Gaziantepspor serüveninin kendisi için sıkıntılı başladığını belirten Olcan Adın, "Gaziantepspor serüveni aslında benim için sıkıntılı başladı. Fenerbahçe’den ayrılma dönemim vardı ve o zaman Karşıyaka’da kiralıktım. Kampa katılacağız mı katılamayacağız mı diye sorunlar yaşadım." diyerek, şunları söyledi:
"Gaziantepspor’a geldiğim sezonun ilk döneminde düzenli oynama şansı bulamamıştım. Ligin sonlarına doğru Portekizli teknik adam Coucerio geldi takımın başına. Aslında o zamanda fazla forma şansı bulamamıştım. Takımda kaliteli isimler vardı. Ancak o ara takımda bir sol bek sıkıntısı yaşanmıştı. Ben de genç takımlarda daha önce sol bekte oynamıştım. Hocam, bana 'sol bek oynar mısın?' diye sordu. Ben de daha önce oynamıştım dedim. Gaziantepspor’da başta sol bekte oynamaya başladım. Coucerio ve Tolunay Kafkas’ın bende inanılmaz katkıları oldu. İkisinin benim hayatımdaki yerleri ayrı. Gaziantep serüvenim biraz zorluklarla başlamıştı diyebilirim."
BURAK VE SELÇUK AYRILINCA SIKINTI YAŞADIM
Trabzonspor’da da zorluklar yaşadığını belirten Adın, "İlk başta alışma süreci olmuştu. Çünkü en yakın arkadaşlarım Burak ve Selçuk takımdan ayrılmışlardı. Ama Trabzon’un bana olan katkısını hiçbir zaman inkar edemem. Daha başarılı olmamda en büyük etkenlerden biridir." diye konuştu.
Olcan Adın şöyle devam etti: "Gaziantepspor’da gelişme sürecimi tamamladım, Trabzonspor’da ise en olgun dönemimi yaşadım. Trabzonspor’a katkı vermeye başlamıştım. Trabzonspor’da futbolu iyice öğrenmeye başladım diyebilirim. Ve orada gerçekten mutluydum, hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım. Yönetim, hocalarımız ve taraftarlarla aram çok iyiydi. Şöyle söyleyebilirim; 'Karşılıklı anlaşarak, hem ben hem de onlar mutlu olarak Galatasaray’a transferim gerçekleşti.' Trabzonspor camiasına çok teşekkür ediyorum. Buraya kadar ulaşmamda onların çok büyük emeği var.
Burak (Yılmaz) benim çok yakın arkadaşım. Antalyaspor’da da 18-19 yaşındayken birlikte oynamıştık, aynı takımda maceramız olmuştuk. Milli takımlarda zaten hep beraberdik. Tabii ki Burak’ın da hedefleri vardı, benim de kendime göre hedeflerim vardı. Hedeflerime her zaman ulaştığımı söyleyebilirim. İstediğim şekilde ulaştım. Tekrar aynı takımda olmak da mutluluk verici, bunu her zaman söylüyorum. En yakın arkadaşlarımla aynı takımda olmak, daha farklı bir durum, daha farklı bir duygu."
Galatasaray'a transfer süreci ve gelişmelerden de bahseden Olcan Adın, "Biraz zor bir süreç oldu benim açımdan. Mancini ayrıldı, daha sonra yeni hoca geldi. Tabii ki futbolcu ister istemez düşünüyor, 'transfer olacak mıyım, olamayacak mıyım, neler olacak?' Çünkü çok istiyorsunuz bu takıma gelmeyi, tekrar eski arkadaşlarınızla beraber olmayı. Zor bir süreçti; ama benim adıma, Galatasaray adına mutlu bitti. O yüzden bir sıkıntı olmadı." ifadelerini kullandı.
"Arkadaşlarımla yazın büyük bölümünde beraberdik. Aynı yerde tatil yapmıştık. Onlarla sürekli fikir alışverişinde bulunduk, onlar da sağolsun, gelmemi çok istemişlerdi." diyen Adın, şöyle konuştu: " 'İnşallah gelirsin' diyorlardı, sürekli nasihatlerde bulunuyorlardı, 'şöyle olur, şu kadar başarılar elde ederiz, şöyle gelişiriz, inanılmaz olur, çocukluktan beri beraberiz, yine aynı takımda bir araya geleceğiz, çok güzel zamanlar geçireceğiz, şampiyonluklar, mutluluklar yaşayacağız' diye. Bana tavsiyelerde bulunmuşlardı. Onların da buraya gelmemde, kararımı vermemde çok büyük katkıları oldu. Onlara da teşekkür ederim."
Galatasaray'ın Roberto Mancini'nin yerine göreve getirdiği yine bir İtalyan olan Cesare Prandelli ile ilgili soruları da cevaplayan Olcan Adın, "Cesare Prandelli ile 14 günlük bir süredir beraberiz. Futbolcuya yaklaşımı, onlarla ilişkisi inanılmaz üst seviyede." diyerek, şöyle devam etti:
"Ben daha önceki hocalarımla da bunları yaşamıştım. Ama yerli ve yabancı antrenörler arasında iletişim açısından çok farklar vardı; fakat Prandelli ile bu süreci çok çabuk atlattık. Her arkadaşımızla yakından ilgileniyor, özellikle gençlere özel bir ilgisi var. Bizlerden genç arkadaşlarımıza bir şeyler öğretmemizi istiyor. Bizim ona gösterdiğimiz saygıyı kendisinden görüyoruz. Bu çok önemli bizim için. Hocanız size her şekilde saygı duyuyor, her şeyde sizinle beraber olabileceğinizi gösteriyor. Biz onunla çalışmaktan ötürü çok mutluyuz. Bize öğretecekleri, bize katacakları tabii ki de tartışılmaz. İnşallah onunla da sezon sonunda mutlu sona ulaşacağız diye düşünüyorum."
Olcan Adın, takımın şampiyonluğunda payının yüzde kaç olacağı şeklindeki bir soruya ise verdiği cevapta, "Bu bir ekip işidir. Daha önceki röportajlarımda da söylemiştim. Bireysel değil, bir takım sporu yapıyoruz. Bu ekibin içinde malzemecilerimizden, siz çalışanlarımıza, taraftarlarımıza herkes var. Ekip olarak bu işi başarabileceğimizi düşünüyorum. O yüzden ben bir yüzde vermeyeyim. Şampiyonluğumuzda herkesin ufak ufak payı olacak." dedi.
Galatasaray'ın artılarının sorulması üzerine ise Olcan Adın, "Biz her zaman kazanmayı isteyen bir takımız. Galatasaray, kazanmaya alışkın bir takım. Bunu daha önceki senelerde de gördük. UEFA Kupası, Süper Kupa, lig şampiyonlukları... Sahaya sadece kazanmak için çıkacağız. Ve bundan başka bir düşüncemiz olmayacak." diye cevap verdi.
İNŞALLAH 4. YILDIZLA KALMAZ BU 5, 6, 7. YILDIZA KADAR ÇIKAR
Galatasaray'ın yeni sezon hazırlıkları ve kamp çalışmalarını da değerlendiren Olcan Adın, hedefleri, 4. yıldız ve Avrupa'daki hedefleriyle ilgili olarak ise iddialı cevaplar verdi.
Yeni sezona hazırlanmanın, vücudunu tekrar zorlu bir sezona hazırlamanın zorluklarına da değinen Olcan Adın, "Bunlar çok uzun bir süreç ama bu süreci en iyi şekilde atlatıp hazırlık maçları oynayıp, ilk oynayacağımız Süper Kupa maçına tam olarak hazır bir şekilde çıkacağız." diyerek, şöyle devam etti:
"İlk ciddi hazırlık maçımız olan Rapid Wien karşılaşmasında inanılmaz heyecanlıydım, ilk çıktığımda sanki hazırlık maçı değil de Şampiyonlar Ligi’nde final maçı oynuyormuş gibiydi. Umarım bu heyecanımı kaybetmem, çok gururluydum.
Bu senenin daha farklı bir anlamı var. Dördüncü yıldızı inşallah takacağız. İyi bir takımımız var. Tabi ki zorlu bir maraton olacak ama bütün kulvarlarda gülen taraf bir olacağız. 4. yıldız bizim üzerimizde baskı değil motivasyon oluşturuyor. Herkese sorun tek hedef şampiyonluk. İnşallah 4. yıldızla kalmaz bu 5, 6, 7. yıldıza kadar çıkar."
Galatasaray'da beğendiği oyuncuların sorulması üzerine ise Olcan Adın, "Beğendiğim oyuncuları söylemek gerekirse bütün oyuncuları söylemek gerekir, inanılmaz yetenekli oyuncular var." dedi.
Takımdaki genç oyunculara tavsiyesinin olup almadığı sorusuna ise Olcan Adın, "Hiçbir zaman çalışmaktan vazgeçmesinler. Ben hiç vazgeçmedim, belki uzun zamanlar oynamadım, forma şansı bulamadım ama buralara yılmadan, pes etmeden çalışarak geldim. Bizim mesleğimiz çalışmayı çok gerektiriyor." diye cevap verdi.
ABİLERİMİZ UEFA KUPASI’NI KAZANDILAR, UMARIM BİZ DE ŞAMPİYONLAR LİGİ'Nİ KAZANIRIZ
Galatasaray'ın Avrupa'da kupa kazanan bir ekip olduğu hatırlatılarak, bu sezonki Şampiyonlar Ligi hedefinin sorulması üzerine de Olcan Adın, şöyle cevap verdi:
"Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray formasıyla sahaya çıkmak ayrı bir gurur ve heyecan olacak. Başka takımlarda da Şampiyonlar Ligi kadrolarında yer aldım ama sahaya çıkmadım. 2000 yılında abilerimiz başardılar ve UEFA Kupası’nı kazandılar. Umarım biz de çıtayı yükseltiriz ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu oluruz."
Olcan Adın, son olarak Galatasaray taraftarıyla ilgili bir soruya da cevap verirken, sarı kırmızılı taraftarlara övgüler yağdırdı. Olcan Adın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Rakip olarak Arena’ya geldiğimizde inanılmaz heyecanlanıyorduk. Muhteşem bir baskı oluşuyordu üzerimizde. Bu sezon biz, sahamızda oynayacağımız maçları kaybedeceğimizi sanmıyorum.
Taraftarlarımız her zaman bizim yanımızda oldular. Ben yeni geldim ama gittiğimiz her yerde o coşkuyu hissedebiliyoruz. Onlar bize, biz de onlara güveniyoruz. Hep beraber arzu ettiğimiz sonuçları alacağız. Benim onlardan tek isteğim, desteklerini hiçbir zaman bizden esirgemesinler. Zaten esirgemiyorlar da." CİHAN
Galatasaray'ın transfer döneminde bu yıl renklerine kattığı Olcan Adın, sarı kırmızılı formayı giyeceği için çok heyecanlı olduğunu söyledi. Olcan Adın, "Abilerimiz UEFA Kupası'nı kazandı, umarım biz de Şampiyonlar Ligi'ni kazanırız." dedi.
Sarı-kırmızılı kulübün yeni ismi Olcan Adın, kulüp televizyonuna yaptığı açıklamada futbola başlamasında ailesinin etkisinin çok büyük olduğunu söyledi. Ailesinin futbolcu olmasını kendinden daha fazla istediklerini belirten Adın, "Sekiz yaşımda Balıkesirspor’un altyapısında başladım futbola. Başta arkadaşlarla kendi aramızda oynuyorduk. Ondan sonra gelişen süreçten Balıkesirspor’un altyapısında denemelere girdim.
Altyapıdan başladıktan sonra belirli seviyelerde oynadım ama profesyonel olamadım. O zamandan bugüne kadar çok yol kat ettik." şeklinde konuştu.
Futbolcu olmayı her şeyden fazla istediğini de belirten Olcan Adın, "Açıkçası başarılı bir öğrenci değildim. Benim ve ailemin hayatı tamamen futboldu. Futbolla doğdum, futbolla büyüdüm. Futbolcu olmayı çok istiyordum ve Allah da bana bugünleri nasip etti." diyerek, şöyle konuştu:
"Bizim aile bağlarımız çok kuvvetli. Amcam, babam, abimler… Hep futbolun içindeyiz. 16 yaşında Kartalspor’a transfer olana kadar, hiç ailemden ayrı kalmamıştım. Ailem bana inanılmaz yardımcı olmuştu. Zor günler yaşadım ama bugünlere gelmem de onların çok büyük desteği var. Ailemin bendeki yeri çok ayrı.
En büyük hayallerimden biri Galatasaray’da oynamaktı ve bunu başardığım için her anne – baba gibi ailem de benimle büyük gurur duydu. Galatasaray’a gelerek hem ailemin hayalini hem de kendi hayallerimi gerçekleştirdim."
'COUCERİO VE TOLUNAY KAFKAS’IN BENDE İNANILMAZ KATKILARI OLDU'
Türkiye'de adının duyulmasında etkili olduğuna inandığı Gaziantepspor serüveninin kendisi için sıkıntılı başladığını belirten Olcan Adın, "Gaziantepspor serüveni aslında benim için sıkıntılı başladı. Fenerbahçe’den ayrılma dönemim vardı ve o zaman Karşıyaka’da kiralıktım. Kampa katılacağız mı katılamayacağız mı diye sorunlar yaşadım." diyerek, şunları söyledi:
"Gaziantepspor’a geldiğim sezonun ilk döneminde düzenli oynama şansı bulamamıştım. Ligin sonlarına doğru Portekizli teknik adam Coucerio geldi takımın başına. Aslında o zamanda fazla forma şansı bulamamıştım. Takımda kaliteli isimler vardı. Ancak o ara takımda bir sol bek sıkıntısı yaşanmıştı. Ben de genç takımlarda daha önce sol bekte oynamıştım. Hocam, bana 'sol bek oynar mısın?' diye sordu. Ben de daha önce oynamıştım dedim. Gaziantepspor’da başta sol bekte oynamaya başladım. Coucerio ve Tolunay Kafkas’ın bende inanılmaz katkıları oldu. İkisinin benim hayatımdaki yerleri ayrı. Gaziantep serüvenim biraz zorluklarla başlamıştı diyebilirim."
BURAK VE SELÇUK AYRILINCA SIKINTI YAŞADIM
Trabzonspor’da da zorluklar yaşadığını belirten Adın, "İlk başta alışma süreci olmuştu. Çünkü en yakın arkadaşlarım Burak ve Selçuk takımdan ayrılmışlardı. Ama Trabzon’un bana olan katkısını hiçbir zaman inkar edemem. Daha başarılı olmamda en büyük etkenlerden biridir." diye konuştu.
Olcan Adın şöyle devam etti: "Gaziantepspor’da gelişme sürecimi tamamladım, Trabzonspor’da ise en olgun dönemimi yaşadım. Trabzonspor’a katkı vermeye başlamıştım. Trabzonspor’da futbolu iyice öğrenmeye başladım diyebilirim. Ve orada gerçekten mutluydum, hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım. Yönetim, hocalarımız ve taraftarlarla aram çok iyiydi. Şöyle söyleyebilirim; 'Karşılıklı anlaşarak, hem ben hem de onlar mutlu olarak Galatasaray’a transferim gerçekleşti.' Trabzonspor camiasına çok teşekkür ediyorum. Buraya kadar ulaşmamda onların çok büyük emeği var.
Burak (Yılmaz) benim çok yakın arkadaşım. Antalyaspor’da da 18-19 yaşındayken birlikte oynamıştık, aynı takımda maceramız olmuştuk. Milli takımlarda zaten hep beraberdik. Tabii ki Burak’ın da hedefleri vardı, benim de kendime göre hedeflerim vardı. Hedeflerime her zaman ulaştığımı söyleyebilirim. İstediğim şekilde ulaştım. Tekrar aynı takımda olmak da mutluluk verici, bunu her zaman söylüyorum. En yakın arkadaşlarımla aynı takımda olmak, daha farklı bir durum, daha farklı bir duygu."
Galatasaray'a transfer süreci ve gelişmelerden de bahseden Olcan Adın, "Biraz zor bir süreç oldu benim açımdan. Mancini ayrıldı, daha sonra yeni hoca geldi. Tabii ki futbolcu ister istemez düşünüyor, 'transfer olacak mıyım, olamayacak mıyım, neler olacak?' Çünkü çok istiyorsunuz bu takıma gelmeyi, tekrar eski arkadaşlarınızla beraber olmayı. Zor bir süreçti; ama benim adıma, Galatasaray adına mutlu bitti. O yüzden bir sıkıntı olmadı." ifadelerini kullandı.
"Arkadaşlarımla yazın büyük bölümünde beraberdik. Aynı yerde tatil yapmıştık. Onlarla sürekli fikir alışverişinde bulunduk, onlar da sağolsun, gelmemi çok istemişlerdi." diyen Adın, şöyle konuştu: " 'İnşallah gelirsin' diyorlardı, sürekli nasihatlerde bulunuyorlardı, 'şöyle olur, şu kadar başarılar elde ederiz, şöyle gelişiriz, inanılmaz olur, çocukluktan beri beraberiz, yine aynı takımda bir araya geleceğiz, çok güzel zamanlar geçireceğiz, şampiyonluklar, mutluluklar yaşayacağız' diye. Bana tavsiyelerde bulunmuşlardı. Onların da buraya gelmemde, kararımı vermemde çok büyük katkıları oldu. Onlara da teşekkür ederim."
Galatasaray'ın Roberto Mancini'nin yerine göreve getirdiği yine bir İtalyan olan Cesare Prandelli ile ilgili soruları da cevaplayan Olcan Adın, "Cesare Prandelli ile 14 günlük bir süredir beraberiz. Futbolcuya yaklaşımı, onlarla ilişkisi inanılmaz üst seviyede." diyerek, şöyle devam etti:
"Ben daha önceki hocalarımla da bunları yaşamıştım. Ama yerli ve yabancı antrenörler arasında iletişim açısından çok farklar vardı; fakat Prandelli ile bu süreci çok çabuk atlattık. Her arkadaşımızla yakından ilgileniyor, özellikle gençlere özel bir ilgisi var. Bizlerden genç arkadaşlarımıza bir şeyler öğretmemizi istiyor. Bizim ona gösterdiğimiz saygıyı kendisinden görüyoruz. Bu çok önemli bizim için. Hocanız size her şekilde saygı duyuyor, her şeyde sizinle beraber olabileceğinizi gösteriyor. Biz onunla çalışmaktan ötürü çok mutluyuz. Bize öğretecekleri, bize katacakları tabii ki de tartışılmaz. İnşallah onunla da sezon sonunda mutlu sona ulaşacağız diye düşünüyorum."
Olcan Adın, takımın şampiyonluğunda payının yüzde kaç olacağı şeklindeki bir soruya ise verdiği cevapta, "Bu bir ekip işidir. Daha önceki röportajlarımda da söylemiştim. Bireysel değil, bir takım sporu yapıyoruz. Bu ekibin içinde malzemecilerimizden, siz çalışanlarımıza, taraftarlarımıza herkes var. Ekip olarak bu işi başarabileceğimizi düşünüyorum. O yüzden ben bir yüzde vermeyeyim. Şampiyonluğumuzda herkesin ufak ufak payı olacak." dedi.
Galatasaray'ın artılarının sorulması üzerine ise Olcan Adın, "Biz her zaman kazanmayı isteyen bir takımız. Galatasaray, kazanmaya alışkın bir takım. Bunu daha önceki senelerde de gördük. UEFA Kupası, Süper Kupa, lig şampiyonlukları... Sahaya sadece kazanmak için çıkacağız. Ve bundan başka bir düşüncemiz olmayacak." diye cevap verdi.
İNŞALLAH 4. YILDIZLA KALMAZ BU 5, 6, 7. YILDIZA KADAR ÇIKAR
Galatasaray'ın yeni sezon hazırlıkları ve kamp çalışmalarını da değerlendiren Olcan Adın, hedefleri, 4. yıldız ve Avrupa'daki hedefleriyle ilgili olarak ise iddialı cevaplar verdi.
Yeni sezona hazırlanmanın, vücudunu tekrar zorlu bir sezona hazırlamanın zorluklarına da değinen Olcan Adın, "Bunlar çok uzun bir süreç ama bu süreci en iyi şekilde atlatıp hazırlık maçları oynayıp, ilk oynayacağımız Süper Kupa maçına tam olarak hazır bir şekilde çıkacağız." diyerek, şöyle devam etti:
"İlk ciddi hazırlık maçımız olan Rapid Wien karşılaşmasında inanılmaz heyecanlıydım, ilk çıktığımda sanki hazırlık maçı değil de Şampiyonlar Ligi’nde final maçı oynuyormuş gibiydi. Umarım bu heyecanımı kaybetmem, çok gururluydum.
Bu senenin daha farklı bir anlamı var. Dördüncü yıldızı inşallah takacağız. İyi bir takımımız var. Tabi ki zorlu bir maraton olacak ama bütün kulvarlarda gülen taraf bir olacağız. 4. yıldız bizim üzerimizde baskı değil motivasyon oluşturuyor. Herkese sorun tek hedef şampiyonluk. İnşallah 4. yıldızla kalmaz bu 5, 6, 7. yıldıza kadar çıkar."
Galatasaray'da beğendiği oyuncuların sorulması üzerine ise Olcan Adın, "Beğendiğim oyuncuları söylemek gerekirse bütün oyuncuları söylemek gerekir, inanılmaz yetenekli oyuncular var." dedi.
Takımdaki genç oyunculara tavsiyesinin olup almadığı sorusuna ise Olcan Adın, "Hiçbir zaman çalışmaktan vazgeçmesinler. Ben hiç vazgeçmedim, belki uzun zamanlar oynamadım, forma şansı bulamadım ama buralara yılmadan, pes etmeden çalışarak geldim. Bizim mesleğimiz çalışmayı çok gerektiriyor." diye cevap verdi.
ABİLERİMİZ UEFA KUPASI’NI KAZANDILAR, UMARIM BİZ DE ŞAMPİYONLAR LİGİ'Nİ KAZANIRIZ
Galatasaray'ın Avrupa'da kupa kazanan bir ekip olduğu hatırlatılarak, bu sezonki Şampiyonlar Ligi hedefinin sorulması üzerine de Olcan Adın, şöyle cevap verdi:
"Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray formasıyla sahaya çıkmak ayrı bir gurur ve heyecan olacak. Başka takımlarda da Şampiyonlar Ligi kadrolarında yer aldım ama sahaya çıkmadım. 2000 yılında abilerimiz başardılar ve UEFA Kupası’nı kazandılar. Umarım biz de çıtayı yükseltiriz ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu oluruz."
Olcan Adın, son olarak Galatasaray taraftarıyla ilgili bir soruya da cevap verirken, sarı kırmızılı taraftarlara övgüler yağdırdı. Olcan Adın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Rakip olarak Arena’ya geldiğimizde inanılmaz heyecanlanıyorduk. Muhteşem bir baskı oluşuyordu üzerimizde. Bu sezon biz, sahamızda oynayacağımız maçları kaybedeceğimizi sanmıyorum.
Taraftarlarımız her zaman bizim yanımızda oldular. Ben yeni geldim ama gittiğimiz her yerde o coşkuyu hissedebiliyoruz. Onlar bize, biz de onlara güveniyoruz. Hep beraber arzu ettiğimiz sonuçları alacağız. Benim onlardan tek isteğim, desteklerini hiçbir zaman bizden esirgemesinler. Zaten esirgemiyorlar da." CİHAN
Nejat İşler'den intihar gibi hareketler.
Nejat İşler’in intiharı!
İkinci kez hastaneye kaldırılan ünlü oyuncu Nejat İşler, önceki gün taburcu olur olmaz soluğu Bodrum Gümüşlük’te aldı.
Gümüşlük’teki Club Gümüşlük’te arkadaşlarıyla hasret gideren ünlü oyuncunun sağ elindeki parmak uçlarının kesik olduğu görüldü. Sağ elini kullanmamaya çalışan ünlü oyuncu, kendisine yasak olmasına rağmen yine de alkol ve sigara içiyordu. İşler, adeta sabahın ilk ışıklarına kadar arkadaşlarıyla hastaneden taburcu olmasını kutladı.
SÖZCÜ
İkinci kez hastaneye kaldırılan ünlü oyuncu Nejat İşler, önceki gün taburcu olur olmaz soluğu Bodrum Gümüşlük’te aldı.
Gümüşlük’teki Club Gümüşlük’te arkadaşlarıyla hasret gideren ünlü oyuncunun sağ elindeki parmak uçlarının kesik olduğu görüldü. Sağ elini kullanmamaya çalışan ünlü oyuncu, kendisine yasak olmasına rağmen yine de alkol ve sigara içiyordu. İşler, adeta sabahın ilk ışıklarına kadar arkadaşlarıyla hastaneden taburcu olmasını kutladı.
SÖZCÜ
Sahibinden yeni model araç alacaklar dikkat.
Sahibinden Temiz Araba Modelleri, Sahibinden 2. El Araç Fiyatları, Sahibinden Otomobil Alım Satımı
Sahibinden yeni model araç alacaklar dikkat.
2014 araba modelleri. Sahibinden 2. el araba modelleri. Sahibinden 2. el temiz otomobil resimleri. Sahibinden araç alım satımı. Araba ortaklığı. Sahibinden araba model ve fiyatları. Sahibinden araç
ahibinden yeni model araç alacaklar dikkat. 2014 araba modelleri. Sahibinden 2. el araba modelleri. Sahibinden 2. el temiz otomobil resimleri. Sahibinden araç alım satımı. Araba ortaklığı. Sahibinden araba model ve fiyatları. Sahibinden araç
Sahibinden 2. el araba arayanlar bu haberi okumana araç sahibi olmayın. Sahibinden 2. el araba fiyat ve resimlerine dikkat etmeden alınan arabalar başınızın belası olamasın. Sahibinden Araba Otomobil Fiyat ve Listesi
Araba alacaklar dikkat bu haberi okumadan araç sahibi olmayın. Ucuza araba arayanlar Sahibinden 2. el araba fiyat ve modellerine bakmanız tavsiye edilir. Yeni çıkan 2014 araba alım satımı. Sahibinden 2. El ve 0 Araba model ve fiyatları
2014 yeni yıl iaraba modelleri mansettv'de. Sahibinden araba alım satım işleri. 1 yıllık araba masrafları. Araba pazarı araba modelleri. Sahibinden araba alım satımı. Sahibinden 2. el araba resimleri. Araç fiyatları
2014 yılının vazgeçilmez arabaları yine görücüye çıktı. Sahibinden temiz 2. El Araba almak isteyenler bu sayfada detaylara ulaşabilirsiniz. Sahibinden en temiz araba modelleri. Sahibinden 2014 yılı araçlar
Erkeklerin vazgeçilmez aksesuarı arabalar bu yılda dudak uçuklatmaya devam ediyor. Sahibinden 2. El Araba almak isteyen müşteriler araba pazarından çok internetten araba bakmaya başladılar. Sahibinden 2. el araba al
2013 Yılında Sahibinden.com'da en çok satan araba modelleri neler?. Sahibinden 2. el araba alım satımında dikkat edilmesi gerekenler. Sahibinden 2. El araba marka ve modelleri. Sahibinden Araba alırken nelere dikkat edilmeli?
sahibinden araba alırken dikkat edilmesi gerekenler neler? Sahibinden alış ve satış işlemleri nasıl yapılır? Sahibinden araba ilanlarında nelere öncelik vermelisiniz? Sahibinden ilanlarında en çok ilgi çeken Otomobiller hangileri? Hangi marka daha iyi satılıyor? Sahibinden uygun araba fiyatları ile ilgili tüm bilgiler haberimizde. Sahibinden araba ile ilgili merak ettiğiniz her şey mansettv.com'da (Sahibinden araba)
Döviz kurlarındaki yükselişin yol açtığı ciddi fiyat artışlarından etkilenmeden, ucuza yeni otomobil sahibi olma şansı, otomotiv firmalarının stoklarındaki '2013 model' araçlarla sınırlı bulunuyor. Yılın ilk çeyreğinin sonuna gelinirken, giderek azalan 2013 modellerde, 2014 model araçlara göre 10 bin liraya varan indirimler dikkati çekiyor.
Türkiye pazarında faaliyet gösteren yerli ve yabancı otomotiv firmalarının bazı model ve versiyonlarını dikkate alınarak yapılan derlemeye göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarının, ocak-şubat döneminde yüzde 19,25 daralması nedeniyle, '2013 model' araç stokları dahi henüz eritilemedi.
ÖTV ve döviz kurlarındaki artışların yansıtıldığı 2014 model araçların fiyatları el yakarken, ucuza, ama 'kullanılmamış otomobil' sahibi olmak isteyenler için birkaç hafta içinde tüketileceği tahmin edilen, cazip fiyatlı '2013 modeller' iyi bir alternatif oluşturuyor. Öyle ki; 2014 model yerine, tercihini 2013 model otomobillerden yana kullananların, bin 500 liradan 10 bin liraya varan fiyat avantajı elde etmeleri mümkün.
"Sıfır kilometre araç satışlarının fazlalığı, ikinci el piyasasını da hareketlendiriyor"
İkinci el otomobil piyasasında fiyatların sıfır otomobil satışlarına endeksli olduğuna işaret eden Dursun, piyasaya giren sıfır kilometre araç sayısı fazlalığının ikinci el piyasasını da hareketlendirdiğini ve arttırdığını ifade etti. Dursun, ikinci elde ilginin fiyata ve modele göre değiştiğini, 10-20 bin lira arasında ve 1-2 yaş sınırındaki araçların daha çok rağbet gördüğünü belirterek şunları söyledi:
"Fiyatı 10 ile 20 bin lira arasında olan orta segment otomobil bulmakta zorlanıyoruz. Sıfır otomobillerle birlikte 1-2 yaşındaki araçların fiyatlarının da artması insanları daha ucuz ancak binilebilen modellere yönlendirdi. Fiyatların yükselmesi piyasayı da kilitliyor. İyi bir arabanın fiyatı ev fiyatı gibi oldu. Bayiler kampanya yaparak sıfır araba satışlarını artırırlarsa ikinci el piyasasında da satılık araba sayısı artar. Şu anda yeterince satılabilecek iyi model araba bulunmuyor."
"Piyasadaki ikinci el araçların yüzde 60'ı rent a car çıkışlı"
İzmir Oto Galericiler Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şerif Karatop ise ikinci el otomobil piyasasında son dönemde satılan araçların yüzde 60'ının "rent a car" şirketleri çıkışlı, kiralık olarak kullanılan otomobillerin oluşturduğunu, yüksek kilometreye sahip bu araçların alıcılar tarafından tercih edilmediğini söyledi.
Bursa Oto Galericiler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yanık da sıfır kilometre otomobillerde yaşanan fiyat artışının ikinci el piyasasına yansıdığını belirtti.
"Bir yaşındaki aracını satıp sıfırını almak isteyenler oluşan fiyat artışı sebebiyle şu anda bunu gerçekleştirmiyor" diyen Yanık, bu kişilerin tercihlerini ikinci el otomobillerden yana kullanmak istediğine dikkati çekerek, "Ayrıca yerel seçimler ve oluşan belirsizlik nedeniyle insanlar tercihlerini de erteliyor. Buna rağmen ikinci el piyasasında bir talep artışı var, bu talep de fiyatlara yansıdı" dedi.Sahibinden araç satışları 2013 yılında otomobil satışları 664 bin 655 adetle yeni bir rekora imza attı. Sahibinden en çok satan araba markaları!
İşte o liste:
İşte sahibinden satılık araç ilanları arasında başı çeken sahibinden.com adresinin en önemli markaları en çok satılan otomobil markaları
Artan kur ve gelen ÖTV artışı ile otomotiv sektörü sıkıntılı bir yıla girerken 2013 yılını ise rekorla kapattı. Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin (ODD) raporuna göre 2013 yılında otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 9.72 yükselerek 853 bin 378 adet oldu. 664 bin 655 adetle rekor kıran otomobil satışlarının yanı sıra 188 bin 723 adet hafif ticari araç satıldı. Sahibinden en çok araç satan marka sıralamasında ise bu yıl ilk defa bu unvanı alan bir marka zirvede yer aldı.
2013 YILINDA SAHİBİNDEN EN ÇOK SATAN ARABALAR
1- Volkswagen 112.056
2- Renault 108.311
3- Ford 108.155
4- Fiat 97.593
5- Opel 55.993
6- Hyundai 49.602
7- Toyota 38.443
8- Dacia 36.395
9- Peugeot 34.034
10- Mercedes-Benz 30.444
11- Citroen 30.003
12- BMW 20.705
13- Nissan 19.295
14- Honda 15.415
15- Audi 14.987
16- Kia 13.648
17- Skoda 12.833
18- chevrolet 12.506
19- Seat 11.065
20- Mitsubishi 5.240
Efsane dizi final yapacak!
Yıllardır ekranlara gelen Çocuklar Duymasın dizisi ikinci kez final yapacak. Fox TV ekranlarında yayınlanan Çocuklar Duymasın dizisi ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. Efsane dizi final yapıyor!
EFSANE DİZİ FİNAL YAPIYOR!
Yapımcılığını Birol Güven'in üstlendiği ve Fox TV ekranlarında yayınlanan Çocuklar Duymasın dizisi ekranlara veda edecek. Çocuklar Duymasın dizisi yıllar önce ATV ekranlarında seyirciyle buluşuyordu. ATV ekranlarında final yapan Çocuklar Duymasın dizisi seneler sonra bu kez de Fox TV'de seyircinin karşısına çıktı.
Başrollerinde Tamer Karadağlı, Pınar Altuğ, Furkan Kızılay, Zeyno Gönenç ve Volkan Severcan'ın yer aldığı Çocuklar Duymasın dizisi finale hazırlanıyor. Çekimleri tamamlanan Çocuklar Duymasın dizisi 160. bölümüyle final yapacak. İkinci kez final yapacak olan Çocuklar Duymasın dizisi Ramazan Bayramı'nın 3. günü son kez ekranlara gelecek. Çocuklar Duymasın 30 Temmuz Çarşamba akşamı 19.30'da son kez Fox TV ekranlarında olacak.
EFSANE DİZİ FİNAL YAPIYOR!
Yapımcılığını Birol Güven'in üstlendiği ve Fox TV ekranlarında yayınlanan Çocuklar Duymasın dizisi ekranlara veda edecek. Çocuklar Duymasın dizisi yıllar önce ATV ekranlarında seyirciyle buluşuyordu. ATV ekranlarında final yapan Çocuklar Duymasın dizisi seneler sonra bu kez de Fox TV'de seyircinin karşısına çıktı.
Başrollerinde Tamer Karadağlı, Pınar Altuğ, Furkan Kızılay, Zeyno Gönenç ve Volkan Severcan'ın yer aldığı Çocuklar Duymasın dizisi finale hazırlanıyor. Çekimleri tamamlanan Çocuklar Duymasın dizisi 160. bölümüyle final yapacak. İkinci kez final yapacak olan Çocuklar Duymasın dizisi Ramazan Bayramı'nın 3. günü son kez ekranlara gelecek. Çocuklar Duymasın 30 Temmuz Çarşamba akşamı 19.30'da son kez Fox TV ekranlarında olacak.
16 Temmuz 2014 Çarşamba
"Hesaplar Reza'dan mı Zafer bey!."
Ankara Çayyolu’ndaki lokantada “saat kaç” diye soran bir kişinin protestosuyla karşılaşan eski Bakan Zafer Çağlayan’ın bir başka lokantada da “Hesaplar Reza’dan mı Zafer Bey” sataşması ile karşı karşıya kaldığı öğrenildi.
Bir anda gerilen ortam çevredekiler yatıştırdı. İki ay önce yaşanan olayın ardından Çağlayan’ın artık sadece sosyal tesislerde yemek yediği konuşuluyor
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun simgesi haline gelen 700 bin liralık saatin sahibi eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a yönelik tepkilerin ardı arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara’nın Çayyolu semtinde bulunan bir restaurantta “saat kaç” protestosu ile karşılaşan Çağlayan’ın bir başka lokanta da ise “Hesaplar Rezza’dan mı Zafer Bey” sataşması ile karşı karşıya kaldığı öğrenildi.
Taraf gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre; “Hesaplar Rezza’dan mı Zafer Bey”in hikayesi şöyle:
ÇAĞLAYAN BİR GÜN YEMEKTE....
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan yine bir grup arkadaşı ile geçtiğimiz günlerde Ankara’nın Çayyolu semtinde bir restaurantta yemeğe gitti. Olay yaklaşık iki ay önce gerçekleşti. Çağlayan ve beraberindekiler, kahkahalar içinde yemeklerini yiyorlardı. Bu kahkalardan rahatsız olan yan masadakiler ise dayanamadılar ve, “Hesaplar Rezza’dan mı Zafer Bey” diye laf attılar. Olay bir anda ortamın gerilmesine yol açtı. Tepki üzerine şaşıran Çağlayan yine ilk etapta cevap veremedi. Yanındakiler ise, “Ayıp olmuyor mu kardeşim” şeklinde tepki gösterdi. Ortamın daha da gerilmesini ise çevredekiler engelledi. Çağlayan ve beraberindekilerin kısa bir süre sonra restauranttan ayrıldıkları bidirildi.
SOSYAL TESİSLERE GİDİYOR
Ankara kulislerinde bu olayın ardında eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, dışarıda yemek yeme işlemlerini bir süre askıya aldığı konuşuluyor. Çağlayan’ın son olarak, protestolardan kurtulmak için ilginç bir formül bulduğu öğrenildi. Buna göre Çağlayan’ın son dönemde tüm etkinliklerini kamu kurumlarının sosyal tesislerinde gerçekleştirdiği belirtildi. Yani, arkadaşları ile buluşma işlemlerini sosyal tesislere kaydırdığı kaydedildi. Bu durum ise, Ankara’da ilginç esprilere de konu oldu.
“SAAT KAÇ” ESPRİSİ CHP GRUBUNA DAMGA VURDU
Taraf Gazetesi’nin gündeme getirdiği Zafer Çağlayan’a yönelik “Saat kaç” tepkisi CHP’nin dün yapılan grup toplantısına da damga vurdu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Taraf’ın haberini hatırlatarak, Çağlayan’ın ilk etapta “Saat kaç” esprisini anlamadığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri, salonda bulunanları güldürdü.
Uluorta Meksika lokantası çatısında seviştiler.
Polisin ayrılmaları için yaptığı çağrıya rağmen sevişmeye devam eden çift, gözaltına alındı.
ABD basınında çıkan haberlere göre, Michael Suh ve Nicole Germack isimli çift, işlek cadde üzerinde yer alan ünlü Meksika mutfağı restoranı Chipotle'ın çatısında diğer binalar ve aşağıdaki insanların hayret dolu bakışlarına aldırmadan sevişmeye başladı.
38 yaşındaki Suh'ın evinin iki blok yanında olan restorandaki bu manzara üzerine polise çok sayıda ihbar yapıldı.
Olay yerine gelen polis, çifte ayrılmaları yönünde çağrı yaptı. Ancak bu uyarıya rağmen Suh ve 27 yaşındaki sevgilisi Germack, ayrılmamakta ısrar etti.
ABD basınında çıkan haberlere göre, Michael Suh ve Nicole Germack isimli çift, işlek cadde üzerinde yer alan ünlü Meksika mutfağı restoranı Chipotle'ın çatısında diğer binalar ve aşağıdaki insanların hayret dolu bakışlarına aldırmadan sevişmeye başladı.
38 yaşındaki Suh'ın evinin iki blok yanında olan restorandaki bu manzara üzerine polise çok sayıda ihbar yapıldı.
Olay yerine gelen polis, çifte ayrılmaları yönünde çağrı yaptı. Ancak bu uyarıya rağmen Suh ve 27 yaşındaki sevgilisi Germack, ayrılmamakta ısrar etti.
Seray Sever frikik sever.
Güzel oyuncu ve sunucu Seray Sever önceki gün Bodrum Gümüşlük'te güneşlenirken görüntülendi.
Annesi ve kardeşi ile tatile yapan Seray Sever'in aldığı kilolar dikkatlerden kaçmadı.Bir ara güneşlenirken adeta dağılan Seray Sever'in hareketleri ortaya seksi kareler çıkarken Oturduğu yerden aniden kalkınca bu sere serpe haliyle objektiflere frikik vermekten kurtulamadı.
Annesi ve kardeşi ile tatile yapan Seray Sever'in aldığı kilolar dikkatlerden kaçmadı.Bir ara güneşlenirken adeta dağılan Seray Sever'in hareketleri ortaya seksi kareler çıkarken Oturduğu yerden aniden kalkınca bu sere serpe haliyle objektiflere frikik vermekten kurtulamadı.
Sosyetik güzel nafaka parasıyla tatil yapıyor.
Galatasaray eski yöneticisi Yiğit Şardan ile 10 yıllık eşi Çiğdem Doğu, evliliklerini 2007’de bitirmişti.
Yiğit Şardan, tek celsede boşandığı Çiğdem Doğu’ya 5 milyon lira tazminat ödemişti.
Çocukları için de her yıl için 20 bin dolar tatil parası ödemeyi kabul etmişti.Çiğdem Doğu, önceki gün Bodrum Gümüşlük’te objektiflere takıldı.
Güzel sosyetik, düzgün fiziğiyle dikkat çekti.
Uçtu uçtu Kendi uçtu.
Şarkıcı Kendi yaz başından beri Çeşme Alaçatı’da tatilde. Dün de
Marrakech Beach’de sevgilisi Refik Aksoy ile birlikteydi.
Erkek arkadaşı bir ara denize daldı ve Kendi’yi önce omuzlarına aldı sonra suya attı.
İğrenç sapık geç kızın seks sonrası başını kesecekti.
İngiltere’nin Kent şehrinde oturan 57 yaşındaki Dale Bolinger’in mahkemede 6 yaşından bu yana yamyamlık fantazileri olduğunu söylediği bildirildi.
Daily Mail gazetesindeki habere göre, Bolinger, şubat ayındaki ilk tutuklanmasında 16 yaşındaki bir geç kızı seksi kıyafetler giymeye zorladığını itiraf etti. Canterbury Mahkemesi’nde görülen davada, Bolinger 14 yaşındaki kız ile cinsel ilişkiye girdikten sonra balta ile başını kesip yemek ile suçlandı.
Bolinger’in polise verdiği ifadede ’Bir kız çocuğunu yemek nasıl olur diye merak ettiğini’ söylediği bildirildi. Habere göre, Bolinger Almanya’da oturan 14 yaşındaki Meksika asıllı bir genç kız ile e-mail aracığıyla iletişime geçti. Sohbetleri sırasında Bolinger, genç kızla bir tren istasyonunda tanışmak istedi. Mahkemede, Bolinger’in genç kızla cinsel ilişkiye girdikten sonra yemesinin onu son derece tahrik ettiğini söylediği ve bir gün önce de Bolinger’in bir balta satın aldığı belirtildi. Mahkemede, telefon kayıtlarının dinlenmesi üzerine genç kızın buluşma yerine gelmediği, internet üzerinden yapılan sohbetlerde de Bolinger’in genç kızla buluşma ayarladığı kesinleştiği bildirilirken buna benzer olayın ilk defa olmadığı, Bolinger’in fantazilerini gerçeğe dönüştürmeye çalıştığı ifade edildi.
Bolinger ile genç kız arasındaki konuşmalar merkezi New York’ta bulunan FBI tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra Kent polisi bilgilendirildi. Polisin baskın yaptığı Bolinger’in evindeki bilgisayara el konularak göz altına alındı. Bolinger’in tüm suçları reddettiği belirtildi. Dava devam ediyor.
Daily Mail gazetesindeki habere göre, Bolinger, şubat ayındaki ilk tutuklanmasında 16 yaşındaki bir geç kızı seksi kıyafetler giymeye zorladığını itiraf etti. Canterbury Mahkemesi’nde görülen davada, Bolinger 14 yaşındaki kız ile cinsel ilişkiye girdikten sonra balta ile başını kesip yemek ile suçlandı.
Bolinger’in polise verdiği ifadede ’Bir kız çocuğunu yemek nasıl olur diye merak ettiğini’ söylediği bildirildi. Habere göre, Bolinger Almanya’da oturan 14 yaşındaki Meksika asıllı bir genç kız ile e-mail aracığıyla iletişime geçti. Sohbetleri sırasında Bolinger, genç kızla bir tren istasyonunda tanışmak istedi. Mahkemede, Bolinger’in genç kızla cinsel ilişkiye girdikten sonra yemesinin onu son derece tahrik ettiğini söylediği ve bir gün önce de Bolinger’in bir balta satın aldığı belirtildi. Mahkemede, telefon kayıtlarının dinlenmesi üzerine genç kızın buluşma yerine gelmediği, internet üzerinden yapılan sohbetlerde de Bolinger’in genç kızla buluşma ayarladığı kesinleştiği bildirilirken buna benzer olayın ilk defa olmadığı, Bolinger’in fantazilerini gerçeğe dönüştürmeye çalıştığı ifade edildi.
Bolinger ile genç kız arasındaki konuşmalar merkezi New York’ta bulunan FBI tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra Kent polisi bilgilendirildi. Polisin baskın yaptığı Bolinger’in evindeki bilgisayara el konularak göz altına alındı. Bolinger’in tüm suçları reddettiği belirtildi. Dava devam ediyor.
Pınar Altuğ sere serpe
Sere serpe Pınar
Oyuncu Pınar Altuğ, kızı Su ve köpeğiyle Bodrum'da 'H2O' teknesinde tatiline devam ediyor.
Önceki gün, uzun süre güneşlenen oyuncu, vücudunun eşit şekilde yanmasına çok dikkat etti; kızıyla selfie çekmeyi de ihmal etmedi.
7 Temmuz 2014 Pazartesi
Işid Futbola da karşı!
Türkiye’nin iki komşusu Irak ve Suriye’de gerçekleştirdiği eylemler ile korku salan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD), bu kez futbola da bulaştı.
Rüşvet tartışmalarının yaşandığı Katar’da düzenlenecek 2022 FIFA Dünya Kupası ile bir açıklama yayınlayan El-Kaide bağlantılı örgüt, turnuvanın kesinlikle yapılmaması konusunda uyarıda bulundu.
Rüşvet tartışmalarının yaşandığı Katar’da düzenlenecek 2022 FIFA Dünya Kupası ile bir açıklama yayınlayan El-Kaide bağlantılı örgüt, turnuvanın kesinlikle yapılmaması konusunda uyarıda bulundu.
Frikiğe çeyrek kala!
Şarkıcı Nicole Scherzinger, Pussycat Dolls eski üyesi, Londra'daki Langham Hotel'den çıkarken görüntülendi. Arabasına binerken az kalsın firikik veriyordu.
Cansu Taşkın Transparan Elbiseyle Alışverişte!
Cansu Taşkın alışveriş merkezinde kameralara seksi kıyafetiyle takıldı. Engin Akyürek ile yaşadığı birliktelikle kısa sürede magazin sayfalarını süsleyen seksi model kıyafetiyle görenlerin yüreğini hoplattı.
İnternet online yazışmalarda kullanılan işaretlerin anlamı
Bana gelen e-maillerde işaretler olur, hiçbirinin anlamını bilmem. Gereksiz bulurum. ne denmek istiyorsa açıkça yazılmalı diye düşünürüm.
Biraz huysuzum bu konuda. Öğrenmek istemiyorum ama geçenlerde gelen bir maildeki bilgiler çok hoşuma gitti. Benim gibi interneti seven ama sohbetlere pek yanaşmayanların bilgi alacağı bir yer olsun istedim.
Bu kurallar yazılı olmayan fakat uyulması sanal ortamda sorunsuz iletişimi sağlayan kurallardır.
Bu kurallara uymak kanuni bir zorunluluk değildir. Çünkü bu kuralları kontrol
edecek herhangi bir gerçek otorite yoktur. ! Ne zaman , uluslararası telif hakları ve net etik kuralları bütün ülkeler tarafından kabul edilirse , işte belki o gün , bu kurallara uymamak cezalandırılacaktır. Internet ortamındaki birçok kaynaktan derlenerek hazırlanan etik kuralları zaman içinde fazla değişmez ama yine de uyulması şiddetle tavsiye edilir.
*Internet ortamı bir çok kişi karşı çıksa da;gerçek kimliğinizi saklayabileceğiniz bir ortam olduğundan gerçek hayattan çok farklıdır.Bu yüzden bu ortamdaki davranışlarımıza dikkat
etmek zorundayız.
*Saygı,olumluluk ve nezaket en büyük dayanak noktamız olmalıdır.
*Büyük harfle yazmayın.HERKES BAĞIRDIĞINIZI DÜŞÜNMEYE BAŞLAR!
*Mesajlarınızı kısa tutun.. Kendinizi daha iyi ifade etmek için smiley ya da bir başka adıyla emoticons (emotional icons) kullanabilirsiniz.
En popüler simgelerden birkaçı :
:-) Mutlu
:-( Kırgın üzgün
:-< Öfkeli
:-o Şaşırmış
:-D Gülen
:-@ Bağıran
;-) Göz kırpan
*Yanıt yazdığınızda sadece sorunun ilgili kısmına mesajınızda yer verin. Gereksiz yere tüm mesajı eklemeyin.Hatta REPLAY (Yanıtla ) tuşunu kullanırken altta kalan ve de size gönderilen mesaji tamamen silin.
*Mesajlarınızda özel bilgilere yer vermeyin. Mesajınızı kimin okuduğunu veya kime nasıl dağıtacağını asla bilemezsiniz.
*Mail'leri "forward" yani başkalarına "ilet"irken mutlaka ve de mutlaka mailin içindeki diğer mail adreslerini SILINIZ ! . Silmemeniz kadar güvenliğe aykırı bir şey daha düşünemiyorum.
Bu bir nevî , sizin ev veya iş adresinizin , sizden izinsiz, milyonlarca kişiye dağıtılmasıyla eş değerdir. !
Mailinizin içinde , sadece sizin kendi ve de karşı tarafın adresinden başka adreslerinin olması hem çok tehlikeli , hem de çok büyük saygısızlıktır.
*Ticari ilan (spam) göndermeyin.Eğer genel kullanıma açık bir ilan panosuna (bulletin board) ya da haber grubuna yazıyorsanız , konudan ayrılmayın. Her haber grubuna reklam göndermek gibi bir hataya asla düşmeyin. Spammi ng olarak adlandırılan bu işlem size flaming olarak geri dönecektir.
FLAMING NEDIR ?
Bazen birilerini farkında olmadan kızdırabilirsiniz. Herkese açık bir ortamda , kızgın ya da kaba bir mesaj , başınızdan aşağı kaynar sular dökülmesine neden olabilir. (Bu duruma flamed denir) .Eğer siz de yanıt verecek olursanız, flame savaşları (flame war) başladı demektir. Ateşi söndürmenin tek yolu genellikle geri adım atmak ve hiç yanıt vermemektir.
*Eğer , bir haber grubuna ya da posta kutusuna reklam gönderecekseniz, konu satırında amacınızı açıkça belirtiniz. Böylece ilgilenmeyen kişiler onu açmadan kolayca silebilecektir.
*Mesaj göndermeye başlamadan önce grubu takip edin.Gruba mesaj göndermeden takip etmek ("lurking" olarak adlandırılır) grubun bakış açısı ve tarzı hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.
*FAQ (Sıkça Sorulan Sorular) ı okuyun .
(SSS) =FAQ = Frequently Asked Questions.
FAQ'da hem soruları, hem de cevapları bulacaksınız !
Böylece daha önce sorulmuş ve yanıtlanmış soruları tekrar gruba yöneltmemiş olacaksınız.
*Doğrudan size yanıt yazılmasını istemeyin. Sık , sık acil yanıt arayan kullanıcılar haber grubunu takip edemezler ve sorularına yanıt vermek isteyenlerin doğrudan e-mail ile
kendilerine ulaşmasını isterler.
Haber grupları tecrübeleri paylaşmak içindir. Bazıları tartışma, bazıları soru-cevap tarzında olsa da tamamında asıl amaç bilgilerin paylaşılmasıdır . Vermeden almak çok tatsızdır.
Yardım istediğiniz gibi, siz de arasıra diğer kişilerin sorularına yanıt yazmalı, tartışmalara katılmalısınız. Tartışmanın gereksiz yere uzaması durumunda, sadece o kişi ile fikir alışverişine devam edebilirsiniz.
*Binary dosya göndermeyin. Binary'den kastedilen text ( metin ) olmayan dosyalardır. Örneğin EXE uzantılı dosyalar, ZIP dosyalar, vs. Dosya almanız ya da göndermeniz gerekirse "..... isimli dosyası olan göndersin" yerine , dosyanın nerede bulunabileceğini bilen var mı? şeklinde sorun. Eğer dosya sadece bir kişiden temin edilebiliyorsa, doğrudan onunla irtibata geçin.
*Konu dışı mesajlar (off-topic) göndermeyin. Grubun ilgilenmediği mesajlar tepki almanıza yol açabilir. Konu dışı (off-topic) yazarken konunuza uygun başka haber grupları olmadığından emin olun.
*Mesaj göndermeden önce yeni gelen mesajları okuyun.Böylece daha önce yanıt verilmiş bir soruyla ilgilenmek zorunda kalmazsınız.
*Gönderilen mesajları açarken dikkatli olun. Mutlaka ve de mutlaka güncelleşmiş bir antivirus kullanın. Kendi güvenliğiniz için sık sık virüs taraması yapın. Maillere ataşlanmış EXE , BAT , PIF uzantılı dosyaları açmayın.
*Sakin olun . Bir mesajdaki tonu hemen yakalamanız mümkün olmayabilir. Pişman olacağınız bir yanıt yazmadan önce birkaç kez düşünün.
*Sorularınız anlaşılır ve açık olsun.Sorunun ne olduğunu anlatırken aceleci davranmayın. Yazdıklarınızı önce siz okuyarak anlamaya çalışın.
*Mutlaka teşekkür edin. Edin ki , size yazan kişi yazınızın yerine ulaştığından emin olsun.
Ve size faydalı olan bilgiler için de mutlaka kısa bir teşekkür yazısı gönderin. Bu davranışınız gruptaki motivasyonu yüksek tutacaktır.
*İmzalarınızı kısa tutun. Mesajınızın sonuna eklediğiniz isim/adres bölümü 4 satırı geçmesin.
*Elektronik mektubunuza, aynı normal mektuplarda olduğu gibi, bir selamlama cümlesiyle başlayın. İster "Merhaba" deyin ister "Sevgili Falanca,". Böylece insanları karşılamış olursunuz. Belki devamlı yazıştığınız kişilerle bunu yapmayabilirsiniz ama o zaman bile en azından mektubun başına adını yazın.
*Yazılarınıza mutlaka imza atın.
*Elektronik mektuplarınızın konu alanını ASLA ve de ASLA boş bırakmayın. Konu bölümü çok önemlidir. Subject yani konu kısmı boş olan mail'ler öncelikle viruslü mailler olarak şüphe çekecektir. Bir mektubun konusu, onu diğerlerinden ayırt etmenizi sağlayan bir özelliktir. Bu sayede sizin mektubunuz birçok mektup arasından görünür. Buraya her seferinde "merhaba" yazmayınız!.Konunun özeti mahiyetinde bir başlık yazınız.
*Mektuplarınızı büyük harflerle yazmayın. Normal bir mektupta olduğu gibi büyük ve küçük harfleri kullanarak yazın. Tamamı büyük harflerle yazılmış yazıları okumak hem zordur
hem de akıcılığı azaltır. Ayrıca büyük harfler SANKİ BAĞIRIYORMUŞ GİBİ anlaşılmanıza neden olabilir. Mektuplarınızı tamamen küçük harflerle de yazmayın.
*Mektuplarınızın bir satırında 70-75 karakterden fazla karakter olmasın. Yazdığınız mektubu okuyacak olan kişinin nasıl bir bilgisayardan okuyacağını bilemezsiniz. En kötü ihtimalle, bu kişinin mektubunuzu metin temelli bir terminalden okuduğunu varsayabilirsiniz. Bu durumda bir satırdaki karakter sayısının 80'i geçmesi , mektubunuzu okunmaz hale getirebilir.
Bazı mektup programları, gelen bir mektuba cevap vermenizi sağlarken, daha önceki mektubu yeni mektubunuzun içine aktarır. Aktarırken de her satırın başına ">" işareti koyar.
* ">" gibi lüzumsuz ve korkunç bir kirlilik yaratan anlamsız işaretlerdir.
Biraz huysuzum bu konuda. Öğrenmek istemiyorum ama geçenlerde gelen bir maildeki bilgiler çok hoşuma gitti. Benim gibi interneti seven ama sohbetlere pek yanaşmayanların bilgi alacağı bir yer olsun istedim.
Bu kurallar yazılı olmayan fakat uyulması sanal ortamda sorunsuz iletişimi sağlayan kurallardır.
Bu kurallara uymak kanuni bir zorunluluk değildir. Çünkü bu kuralları kontrol
edecek herhangi bir gerçek otorite yoktur. ! Ne zaman , uluslararası telif hakları ve net etik kuralları bütün ülkeler tarafından kabul edilirse , işte belki o gün , bu kurallara uymamak cezalandırılacaktır. Internet ortamındaki birçok kaynaktan derlenerek hazırlanan etik kuralları zaman içinde fazla değişmez ama yine de uyulması şiddetle tavsiye edilir.
*Internet ortamı bir çok kişi karşı çıksa da;gerçek kimliğinizi saklayabileceğiniz bir ortam olduğundan gerçek hayattan çok farklıdır.Bu yüzden bu ortamdaki davranışlarımıza dikkat
etmek zorundayız.
*Saygı,olumluluk ve nezaket en büyük dayanak noktamız olmalıdır.
*Büyük harfle yazmayın.HERKES BAĞIRDIĞINIZI DÜŞÜNMEYE BAŞLAR!
*Mesajlarınızı kısa tutun.. Kendinizi daha iyi ifade etmek için smiley ya da bir başka adıyla emoticons (emotional icons) kullanabilirsiniz.
En popüler simgelerden birkaçı :
:-) Mutlu
:-( Kırgın üzgün
:-< Öfkeli
:-o Şaşırmış
:-D Gülen
:-@ Bağıran
;-) Göz kırpan
*Yanıt yazdığınızda sadece sorunun ilgili kısmına mesajınızda yer verin. Gereksiz yere tüm mesajı eklemeyin.Hatta REPLAY (Yanıtla ) tuşunu kullanırken altta kalan ve de size gönderilen mesaji tamamen silin.
*Mesajlarınızda özel bilgilere yer vermeyin. Mesajınızı kimin okuduğunu veya kime nasıl dağıtacağını asla bilemezsiniz.
*Mail'leri "forward" yani başkalarına "ilet"irken mutlaka ve de mutlaka mailin içindeki diğer mail adreslerini SILINIZ ! . Silmemeniz kadar güvenliğe aykırı bir şey daha düşünemiyorum.
Bu bir nevî , sizin ev veya iş adresinizin , sizden izinsiz, milyonlarca kişiye dağıtılmasıyla eş değerdir. !
Mailinizin içinde , sadece sizin kendi ve de karşı tarafın adresinden başka adreslerinin olması hem çok tehlikeli , hem de çok büyük saygısızlıktır.
*Ticari ilan (spam) göndermeyin.Eğer genel kullanıma açık bir ilan panosuna (bulletin board) ya da haber grubuna yazıyorsanız , konudan ayrılmayın. Her haber grubuna reklam göndermek gibi bir hataya asla düşmeyin. Spammi ng olarak adlandırılan bu işlem size flaming olarak geri dönecektir.
FLAMING NEDIR ?
Bazen birilerini farkında olmadan kızdırabilirsiniz. Herkese açık bir ortamda , kızgın ya da kaba bir mesaj , başınızdan aşağı kaynar sular dökülmesine neden olabilir. (Bu duruma flamed denir) .Eğer siz de yanıt verecek olursanız, flame savaşları (flame war) başladı demektir. Ateşi söndürmenin tek yolu genellikle geri adım atmak ve hiç yanıt vermemektir.
*Eğer , bir haber grubuna ya da posta kutusuna reklam gönderecekseniz, konu satırında amacınızı açıkça belirtiniz. Böylece ilgilenmeyen kişiler onu açmadan kolayca silebilecektir.
*Mesaj göndermeye başlamadan önce grubu takip edin.Gruba mesaj göndermeden takip etmek ("lurking" olarak adlandırılır) grubun bakış açısı ve tarzı hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.
*FAQ (Sıkça Sorulan Sorular) ı okuyun .
(SSS) =FAQ = Frequently Asked Questions.
FAQ'da hem soruları, hem de cevapları bulacaksınız !
Böylece daha önce sorulmuş ve yanıtlanmış soruları tekrar gruba yöneltmemiş olacaksınız.
*Doğrudan size yanıt yazılmasını istemeyin. Sık , sık acil yanıt arayan kullanıcılar haber grubunu takip edemezler ve sorularına yanıt vermek isteyenlerin doğrudan e-mail ile
kendilerine ulaşmasını isterler.
Haber grupları tecrübeleri paylaşmak içindir. Bazıları tartışma, bazıları soru-cevap tarzında olsa da tamamında asıl amaç bilgilerin paylaşılmasıdır . Vermeden almak çok tatsızdır.
Yardım istediğiniz gibi, siz de arasıra diğer kişilerin sorularına yanıt yazmalı, tartışmalara katılmalısınız. Tartışmanın gereksiz yere uzaması durumunda, sadece o kişi ile fikir alışverişine devam edebilirsiniz.
*Binary dosya göndermeyin. Binary'den kastedilen text ( metin ) olmayan dosyalardır. Örneğin EXE uzantılı dosyalar, ZIP dosyalar, vs. Dosya almanız ya da göndermeniz gerekirse "..... isimli dosyası olan göndersin" yerine , dosyanın nerede bulunabileceğini bilen var mı? şeklinde sorun. Eğer dosya sadece bir kişiden temin edilebiliyorsa, doğrudan onunla irtibata geçin.
*Konu dışı mesajlar (off-topic) göndermeyin. Grubun ilgilenmediği mesajlar tepki almanıza yol açabilir. Konu dışı (off-topic) yazarken konunuza uygun başka haber grupları olmadığından emin olun.
*Mesaj göndermeden önce yeni gelen mesajları okuyun.Böylece daha önce yanıt verilmiş bir soruyla ilgilenmek zorunda kalmazsınız.
*Gönderilen mesajları açarken dikkatli olun. Mutlaka ve de mutlaka güncelleşmiş bir antivirus kullanın. Kendi güvenliğiniz için sık sık virüs taraması yapın. Maillere ataşlanmış EXE , BAT , PIF uzantılı dosyaları açmayın.
*Sakin olun . Bir mesajdaki tonu hemen yakalamanız mümkün olmayabilir. Pişman olacağınız bir yanıt yazmadan önce birkaç kez düşünün.
*Sorularınız anlaşılır ve açık olsun.Sorunun ne olduğunu anlatırken aceleci davranmayın. Yazdıklarınızı önce siz okuyarak anlamaya çalışın.
*Mutlaka teşekkür edin. Edin ki , size yazan kişi yazınızın yerine ulaştığından emin olsun.
Ve size faydalı olan bilgiler için de mutlaka kısa bir teşekkür yazısı gönderin. Bu davranışınız gruptaki motivasyonu yüksek tutacaktır.
*İmzalarınızı kısa tutun. Mesajınızın sonuna eklediğiniz isim/adres bölümü 4 satırı geçmesin.
*Elektronik mektubunuza, aynı normal mektuplarda olduğu gibi, bir selamlama cümlesiyle başlayın. İster "Merhaba" deyin ister "Sevgili Falanca,". Böylece insanları karşılamış olursunuz. Belki devamlı yazıştığınız kişilerle bunu yapmayabilirsiniz ama o zaman bile en azından mektubun başına adını yazın.
*Yazılarınıza mutlaka imza atın.
*Elektronik mektuplarınızın konu alanını ASLA ve de ASLA boş bırakmayın. Konu bölümü çok önemlidir. Subject yani konu kısmı boş olan mail'ler öncelikle viruslü mailler olarak şüphe çekecektir. Bir mektubun konusu, onu diğerlerinden ayırt etmenizi sağlayan bir özelliktir. Bu sayede sizin mektubunuz birçok mektup arasından görünür. Buraya her seferinde "merhaba" yazmayınız!.Konunun özeti mahiyetinde bir başlık yazınız.
*Mektuplarınızı büyük harflerle yazmayın. Normal bir mektupta olduğu gibi büyük ve küçük harfleri kullanarak yazın. Tamamı büyük harflerle yazılmış yazıları okumak hem zordur
hem de akıcılığı azaltır. Ayrıca büyük harfler SANKİ BAĞIRIYORMUŞ GİBİ anlaşılmanıza neden olabilir. Mektuplarınızı tamamen küçük harflerle de yazmayın.
*Mektuplarınızın bir satırında 70-75 karakterden fazla karakter olmasın. Yazdığınız mektubu okuyacak olan kişinin nasıl bir bilgisayardan okuyacağını bilemezsiniz. En kötü ihtimalle, bu kişinin mektubunuzu metin temelli bir terminalden okuduğunu varsayabilirsiniz. Bu durumda bir satırdaki karakter sayısının 80'i geçmesi , mektubunuzu okunmaz hale getirebilir.
Bazı mektup programları, gelen bir mektuba cevap vermenizi sağlarken, daha önceki mektubu yeni mektubunuzun içine aktarır. Aktarırken de her satırın başına ">" işareti koyar.
* ">" gibi lüzumsuz ve korkunç bir kirlilik yaratan anlamsız işaretlerdir.
Turkcell'den Vodafone Avea'ya Tl transferi nasıl yapılır?
Dh de TL TAKASI yaparak teorik olarak mümkün ;)
Şu anki aktif oprt. lerle imkansız ve böyle birşey malesef yok.
Ortak bir TL tansfer ücreti ve havuzu , anlaşma ile ilerde olabilir.Operatörler arası Tl transferi şu an için mümkün görünmüyor.Fakat gerekli anlaşmaların sağlanması halinde faturasız mobil ödeme ye geçerli olan parça tl yükleme sistemi yapılabilir
Şu anki aktif oprt. lerle imkansız ve böyle birşey malesef yok.
Ortak bir TL tansfer ücreti ve havuzu , anlaşma ile ilerde olabilir.Operatörler arası Tl transferi şu an için mümkün görünmüyor.Fakat gerekli anlaşmaların sağlanması halinde faturasız mobil ödeme ye geçerli olan parça tl yükleme sistemi yapılabilir
Greenpeace üyesi doğa için playboy'a soyundu
Geçen yıl eylül ayında Kuzey Buz Denizi’nde eylem yaparken Rus güçlerince tutuklanan Greenpeace eylemcilerinden biri Playboy için soyundu.
Önce “korsanlık” sonra da “holiganlık” suçlamasıyla 60 günden fazla Rusya’da tutuklu kalan Greenpeace’in Arctic Sunrise gemisinde bulunan 30 eylemciden biri olan Brezilyalı Ana Paula Maciel (31), derginin Brezilya edisyonuna cesur pozlar verdi. Brezilya’nın önde gelen fotoğrafçılarından André Sanseverino, Maciel’in çekimleri için Amazon ormanlarını tercih etti.
Poz verme teklifinin Sanseverino’dan geldiğini söyleyen Maciel, Greenpeace’in ters tepki vermesinden çekindiğini, ancak çevreci gruptan arkadaşlarının onu destekleyip cesaretlendirdiğini söyledi. Maciel, “Bana ‘Hiç çekinme yap. Kazandığın parayla güzel bir şey yaparsın’ dediler” sözleriyle aldığı desteği anlattı. Greenpeace eylemcisi, feminist gruplardan tepki almaktan çekinip çekinmediği sorusuna ise “İçi boş ahlakçılık beni endişelenmiyor.
Çıplaklığı kabul gördüğü bir kültürden geliyorum” cevabını verdi. Playboy’dan ne kadar ücret aldığını açıklamayan Maciel, kazandığı para ile nesli tükenmeye yüz tutan kuşlar ve diğer hayvanlar için bir barınak açmayı düşündüğünü söyledi.
Önce “korsanlık” sonra da “holiganlık” suçlamasıyla 60 günden fazla Rusya’da tutuklu kalan Greenpeace’in Arctic Sunrise gemisinde bulunan 30 eylemciden biri olan Brezilyalı Ana Paula Maciel (31), derginin Brezilya edisyonuna cesur pozlar verdi. Brezilya’nın önde gelen fotoğrafçılarından André Sanseverino, Maciel’in çekimleri için Amazon ormanlarını tercih etti.
Poz verme teklifinin Sanseverino’dan geldiğini söyleyen Maciel, Greenpeace’in ters tepki vermesinden çekindiğini, ancak çevreci gruptan arkadaşlarının onu destekleyip cesaretlendirdiğini söyledi. Maciel, “Bana ‘Hiç çekinme yap. Kazandığın parayla güzel bir şey yaparsın’ dediler” sözleriyle aldığı desteği anlattı. Greenpeace eylemcisi, feminist gruplardan tepki almaktan çekinip çekinmediği sorusuna ise “İçi boş ahlakçılık beni endişelenmiyor.
Çıplaklığı kabul gördüğü bir kültürden geliyorum” cevabını verdi. Playboy’dan ne kadar ücret aldığını açıklamayan Maciel, kazandığı para ile nesli tükenmeye yüz tutan kuşlar ve diğer hayvanlar için bir barınak açmayı düşündüğünü söyledi.
Genç bayanlardan ilginç facebook profil fotoları
Genç bayanlardan ilginç facebook profil fotoları
Bu kızlar bi harika kimi poposunu açmış kimi başka bir yerini.
Ethem Sarısülük'ü öldüren polis tutuklandı.
Ankara'da Gezi Parkı protestolarına destek eylemlerinde Kızılay'da polisin silahından çıkan kurşunla vurularak hayatını kaybeden Ethem Sarısülük davasında mahkeme, sanık polis A.Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi. Karar sonrası duruşma salonunda avukatlarla jandarma arasında arbede çıktı.
Kızılay'da polis memuru A.Ş.'nin silahından silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük davasının 6. duruşması yoğun güvenlik önlemleri altında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Dava nedeniyle adliye çevresinde ve duruşma salonunda yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Saat 10.30'da başlayan duruşmaya sanık polis A.Ş., sanık ve mağdur avukatlarının yanı sıra Sarısülük'ün yakınları ve bazı CHP'li vekiller de katıldı.
''JANDARMALARI ÇIKARIN TALEBİNE'' RET
Duruşmada avukatların 'jandarmaları dışarı çıkarın' talebine mahkeme başkanı "Geçen celse olan olaylar ortada. Jandarmayı dışarı çıkarmıyoruz" yanıtını verdi.
Sanık vekilleri duruşmanın kapalı yapılması talebinde bulundu. Mahkeme duruşmanın kapalı yapılmasına ilişkin sanık vekillerinin talebini reddetti.
SAVCI, SANIK POLİSİN TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin davada Cumhuriyet Savcısı, sanık A.Ş.'nin eyleminin meşru müdafaa olmadığını belirterek, olası kasıtla adam öldürmekten cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istedi.
SANIK POLİSE TUTUKLAMA KARARI
Mahkeme, sanık polis A.Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi. Duruşma 3 Eylül çarşamba gününe ertelendi.
ALİ İSMAİL'İN ANNESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Sanık polise tutuklama kararı çıkınca Ali İsmail Kormaz'ın annesi Emel Korkmaz gözyaşlarını tutamadı.
DURUŞMA SALONUNDA OLAY
Karar sonrası duruşma salonunda avukatlarla jandarma arasında arbede çıktı. Jandarmma, avukatları salon dışına çıkarmaya çalıştı.
Duruşma salonunda bulunan polis memuru A.Ş. de güvenlik kuvvetlerinin arasında adliye binasında güvenli bir odaya alındı.
ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDILAR
Dava öncesi bazı sivil toplum kuruluşları adliye bahçesinde toplandı.
Dava nedeniyle adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Adliye girişleri, demir bariyerlerle kapatıldı.
Çocuk gelinle evlenen damada 15 yıl hapis.
ADANA'da, birbirlerinin ağabeyleriyle 'berdel' yöntemiyle yöresel geleneklere göre düğün yapılarak nikah kıyılmadan evlendirilen çocuk gelinlerden S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlenince Cumhuriyet Savcısı 25 yaşındaki Fikret D. hakkında 'nitelikli cinsel istismar' suçundan 15 yıl hapis cezası istedi.
Olay, 17 yaşındaki M.K. ile evlendirilen 15 yaşındaki Y.D. ve Fikret D. ile evlendirilen 15 yaşındaki S.K.'nın, geçen 15 Şubat'ta polise başvurmalarıyla ortaya çıktı. Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Dedekorkut Mahallesi'nde oturan ve eşinden ayrı yaşayan 48 yaşındaki T.K., kızı S.K.'yı akrabalarının oğlu Fikret D. ile yöresel törenle evlendirdi. Ardından damat Fikret D.'nin kız kardeşi Y.D., küçük gelin S.K.'nın ağabeyi M.K. ile aynı şekilde evlendirildi. Kayınvalideler arasında anlaşmazlık çıkınca, yaşı küçük gelinler birlikte polise giderek, "Bizi birbirimizin ağabeyleriyle zorla evlendirdiler" diyerek aileleri hakkında şikayette bulundu. Küçük gelinler devlet korumasına alındı.
'RIZASI İLE' SAVUNMASI
S.K.'nın evlendirilmesi ilgili Adana 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıklar haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Damadın babası Ş.D., "S.K. benim yeğenimdir. Babası evi terk ettiği için bu yaşa kadar kendisine ben baktım. Oğlumla yeğenim aynı evde büyüdüler. Birbirlerini sevdiklerini ve evlenmek istediklerini söylediler. Aksi halde kaçacaklarını da söylediler. Biz de evlenmelerine rıza gösterdik" diye savunma yaptı.
Damat Fikret D. de, S.K. ile uzun süre arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerini severek evlenmeye karar verip durumu ailelerine bildirdiklerini, S.K.'nın rızasıyla birlikte olduklarını ve bu sürede kendisine kötü bir muamelesinin olmadığını savundu. Küçük gelin S.K. da ifadesinde, "Ben önce istemedim. Israr edilince kafam karıştı ve kabul ettim. Benden uzak dursunlar. Artık evlilik istemiyorum" diyerek şikayetçi olmadığını söyledi.
15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇIKTI
Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda çocuk gelin S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlendi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkında esasa ilişkin mütalaasını verdi. S.K.'nın annesi Türkan K.'nın vefat etmesi nedeniyle hakkındaki suçlamalar düşerken, sanık Fikret D. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 15 yıla kadar, Fikret D.'nin annesi S.D. ve babası Ş.D. hakkında ise yardım suçundan 8 yıla kadar ceza istendi. Sanık ve avukatı esasa ilişkin ve Adli Tıp Kurumu raporuna savunma yapmak üzere süre talep edince mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Diğer küçük gelin Y.D.'nin evlendirilmesiyle ilgili de 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava devam ediyor.
Olay, 17 yaşındaki M.K. ile evlendirilen 15 yaşındaki Y.D. ve Fikret D. ile evlendirilen 15 yaşındaki S.K.'nın, geçen 15 Şubat'ta polise başvurmalarıyla ortaya çıktı. Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Dedekorkut Mahallesi'nde oturan ve eşinden ayrı yaşayan 48 yaşındaki T.K., kızı S.K.'yı akrabalarının oğlu Fikret D. ile yöresel törenle evlendirdi. Ardından damat Fikret D.'nin kız kardeşi Y.D., küçük gelin S.K.'nın ağabeyi M.K. ile aynı şekilde evlendirildi. Kayınvalideler arasında anlaşmazlık çıkınca, yaşı küçük gelinler birlikte polise giderek, "Bizi birbirimizin ağabeyleriyle zorla evlendirdiler" diyerek aileleri hakkında şikayette bulundu. Küçük gelinler devlet korumasına alındı.
'RIZASI İLE' SAVUNMASI
S.K.'nın evlendirilmesi ilgili Adana 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıklar haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Damadın babası Ş.D., "S.K. benim yeğenimdir. Babası evi terk ettiği için bu yaşa kadar kendisine ben baktım. Oğlumla yeğenim aynı evde büyüdüler. Birbirlerini sevdiklerini ve evlenmek istediklerini söylediler. Aksi halde kaçacaklarını da söylediler. Biz de evlenmelerine rıza gösterdik" diye savunma yaptı.
Damat Fikret D. de, S.K. ile uzun süre arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerini severek evlenmeye karar verip durumu ailelerine bildirdiklerini, S.K.'nın rızasıyla birlikte olduklarını ve bu sürede kendisine kötü bir muamelesinin olmadığını savundu. Küçük gelin S.K. da ifadesinde, "Ben önce istemedim. Israr edilince kafam karıştı ve kabul ettim. Benden uzak dursunlar. Artık evlilik istemiyorum" diyerek şikayetçi olmadığını söyledi.
15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇIKTI
Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda çocuk gelin S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlendi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkında esasa ilişkin mütalaasını verdi. S.K.'nın annesi Türkan K.'nın vefat etmesi nedeniyle hakkındaki suçlamalar düşerken, sanık Fikret D. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 15 yıla kadar, Fikret D.'nin annesi S.D. ve babası Ş.D. hakkında ise yardım suçundan 8 yıla kadar ceza istendi. Sanık ve avukatı esasa ilişkin ve Adli Tıp Kurumu raporuna savunma yapmak üzere süre talep edince mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Diğer küçük gelin Y.D.'nin evlendirilmesiyle ilgili de 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava devam ediyor.
Tansu Çiller hastaneye kaldırıldı.
Alınan bilgilere göre; Eski Başbakanlardan Tansu Çiller'in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir'den uçakla İstanbul'a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tansu Çiller sağlık durumu? Tansu Çiller hastalığı hakkında yapılan son açıklama ve dahası haberde.
Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul'a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda Sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller’in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir’den uçakla İstanbul’a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı.Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller, 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda en yüksek oyu alarak genel başkan seçilmiş ve Türkiye'nin ilk bayan başbakanı olmuştur.
Tansu Çiller Kimdir?
1946 yılında İstanbul'da doğdu. Robert Kolej mezunu olan Tansu Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde verdi. 1978 yılında doçent, 1983 yılında profesör oldu.
Çiller, 1990 yılı kasım ayında Doğru Yol Partisi'nden politikaya atıldı. 1991 yılı seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili seçildi. Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile kurulan ve Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilerek Başbakanlık görevini bırakmasından sonra DYP genel başkanlığına aday oldu. 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda İsmet Sezgin ile Köksal Toptan'ı geride bırakarak Genel Başkan seçildi ve Türkiye'nin ilk bayan Başbakanı oldu. 5 Nisan kararlarıyla Türk ekonomisinde bir döneme imza attı.
Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul'a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda Sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller’in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir’den uçakla İstanbul’a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı.Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller, 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda en yüksek oyu alarak genel başkan seçilmiş ve Türkiye'nin ilk bayan başbakanı olmuştur.
Tansu Çiller Kimdir?
1946 yılında İstanbul'da doğdu. Robert Kolej mezunu olan Tansu Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde verdi. 1978 yılında doçent, 1983 yılında profesör oldu.
Çiller, 1990 yılı kasım ayında Doğru Yol Partisi'nden politikaya atıldı. 1991 yılı seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili seçildi. Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile kurulan ve Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilerek Başbakanlık görevini bırakmasından sonra DYP genel başkanlığına aday oldu. 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda İsmet Sezgin ile Köksal Toptan'ı geride bırakarak Genel Başkan seçildi ve Türkiye'nin ilk bayan Başbakanı oldu. 5 Nisan kararlarıyla Türk ekonomisinde bir döneme imza attı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)